Ülkücü, Ülkücüye Düşmanlık Yapmaz, Yapmadım
"İYİ Parti Gaziantep milletvekili adayları www.memohaber.com’u ziyaret ederek seçim çalışmalarıyla ilgili bilgiler verdi."
İYİ
Parti 1. Sıra milletvekili adayı Gaziantep Üniversitesi eski
Rektörlerinden Prof. Dr. İmam Hüseyin Filiz, Lina Ocak ve Sanem
Kasapseçkin beraberindeki heyetle haber merkezimizi ziyaret etti.
Memohaber
Genel Yayın Yönetmeni Mehmet Taşçı'nın sorularını yanıtlayan adaylar,
Gaziantep'in sorunlarının çözümüne yönelik düşüncelerini paylaşıp, saha
çalışmalarıyla ilgili bilgiler verdi.
MİLLETİN UMUDU OLDUK
Ziyarette,
İYİ Parti’nin Gaziantep ile birlikte Türkiye genelinde önemli bir oy
oranına ulaşacağını belirten adaylar, “24 Haziran’da Türkiye’de seçmen
gelecekte nasıl yönetileceğinin ve nasıl bir yaşama sahip olacağını
oylayacak. İYİ Parti olarak milletin umudu haline gelmiş durumdayız.
İnşallah bu umudu boşa çıkarmayacağız. Milletin desteği ve teveccühü ile
Türkiye’ye yeni bir güneş doğacak” diye konuştular.
“ŞAHSIM VE PARTİM YIPRATILMAK İSTENİYOR”
İYİ
Parti Gaziantep 1. Sıra milletvekili adayı Gaziantep Üniversitesi eski
rektörü Prof. Dr. İmam Hüseyin Filiz, üniversitede görev yaptığı dönemde
Ülkücü öğrencilere eziyet ettiği yönünde asılsız bir iddia ile karalama
kampanyası yürütülmeye çalışıldığını belirterek, şunları söyledi:
“Rektörlük dönemimde öğrencilerimi 'Ülkücü' ya da farklı söylemlerle
ayırmadım. Üniversitenin rektörüydüm ve bütün öğrenciler bize emanetti.
Hatalı bir davranış varsa engellemişimdir. Kasti olarak kimseye bir şey
yapmam söz konusu değildir. Öyle bir şey hatırlamıyorum ama olmuşsa da
böyle olmuştur. Kimseye baskı yaptığım falan söylenemez.
Öğrencilerimizin hepsi bizim evladımız. Bu felsefemi de devam ettiririm.
Üniversitemiz ülkenin üniversitesi. Rektör de cumhurbaşkanlığının tayin
ettiği rektör. Dolayısıyla grupların bir önceliği olamaz. Ayrıca,
ülkücü ülkücüye düşmanlık yapmaz. Ülkücü, ülkücünün kardeşidir. Bende
hiçbir ülkücüye eziyet ya da baskı yapmadım. Bunların hepsi beni ve
partimizi yıpratmaya yönelik hamleler.”
YÜKSEK ÖĞRETİM TEPE TAKLAK
Filiz,
şuan Türkiye’deki Yüksek Öğretimin kalitesiyle ilgili ise şu
değerlendirmeleri yaptı :”Şu anda yüksek öğretim tepe taklak gidiyor.
Yüksek öğretimin kalitesi her geçen gün azalıyor. Öğrencilerimizin hepsi
yorgun asker. 5 yaşından itibaren sınava giriyorlar ve yarış atı gibi
hazırlanıyorlar sınava. Üniversiteye geldiklerinde yorgun asker gibi
oluyorlar.”
NİTELİKLİ EĞİTİM VERECEĞİZ
Gaziantep’in
eğitimdeki başarısızlığını da eleştiren Filiz, seçilmeleri halinde
yapacakları çalışmalarla ilgili de şunları söyledi:” Gaziantep yerelinde
ve Türkiye genelinde üzerinde çalışılması gereken bir konu. Yapmamız
gereken şey nitelikli eğitim vermek. Daha sağlıklı bir eğitim-öğretim
hayatı şart. Biz öğrencileri yoruyoruz. Her gelen Milli Eğitim Bakanı
bir şey uyguladı. İYİ Parti bunun üzerinde duracak.”
BAYRAMLAŞMAYA GİDEN DÖNMESİN
Hüseyin
Filiz, Suriye’de yaşanan iç savaş sebebiyle ülkelerinden kaçarak
Türkiye’ye gelen Suriyeli göçmenlerle ilgili ise şunları söyledi: “Genel
başkanımız sayın Meral Akşener hanımın bu konuda açıklamaları var.
Diyor ki, ‘2019 yılında iftarı Suriyeli kardeşlerimizle birlikte
Suriye'de açacağız.’ Büyük Ortadoğu Projesi'nin sonucunda milyonlarca
Suriyeli perişan oldu. Kendi vatanlarına dönmelerinde fayda var. Kaldı
ki bizim vatandaşlarımız da özellikle esnaflar da Suriyelilere verilen
önceliklerden rahatsızlar. Bu ülke bir şekilde bu sorunu çözmek zorunda.
Bayramda 20 bin Suriyeli Ramazan Bayramı'nda Suriye'ye bayramlaşmaya
gidecekmiş. Bayramlaşmaya gidiyorlarsa orada asayiş berkemal demektir.
Demek ki bazı şeyler düzelmiş. Öyleyse her şeyin yerli yerince oturması
lazım. Bayram için giden orada yaşamını sürdürebilir demektir. Dönmesin
memleketlerinde kalsınlar.“
ÜLKEMİZ SADAKA TOPLUMU HALİNE GETİRİLDİ
Filiz,
saha çalışmaları ve gözlemleriyle ilgili sorumuza ise şu yanıtı verdi: “
Ülkemiz, uygulanan sosyo-politikalarla sadaka ülkesi haline geldi.
İnsanlarımızı 'Alan el' pozisyonundan çıkarıp, 'Veren el' pozisyonuna
getirmemiz lazım. İncilipınar İş Merkezi'nin önünde bir bayanla
karşılaştık. Yanımıza geldi ve temizlik işi bulmamız konusunda bizden
yardım istedi. Bir yere gitmesini istedik ama gittiğini ve kendisine
kömür, makarna vermeyi teklif ettiklerini söyledi. Kadıncağız 'Ben balık
istemiyorum. Bana balık tutmayı öğretin' demiş. Bunun üzerinde şiddetle
düşünülmesi gerek. Demek ki bizim insanımız sadaka değil iş istiyor.”