6 Haziran 2018 Çarşamba

BASIN BÜLTENİ: ZİYARETLER DEVAM EDİYOR....

Ülkücü, Ülkücüye Düşmanlık Yapmaz, Yapmadım

Ülkücü, Ülkücüye Düşmanlık Yapmaz, Yapmadım

    "İYİ Parti Gaziantep milletvekili adayları www.memohaber.com’u ziyaret ederek seçim çalışmalarıyla ilgili bilgiler verdi."

    İYİ Parti 1. Sıra milletvekili adayı Gaziantep Üniversitesi eski Rektörlerinden Prof. Dr. İmam Hüseyin Filiz, Lina Ocak ve Sanem Kasapseçkin beraberindeki heyetle haber merkezimizi ziyaret etti.
    Memohaber Genel Yayın Yönetmeni Mehmet Taşçı'nın sorularını yanıtlayan adaylar, Gaziantep'in sorunlarının çözümüne yönelik düşüncelerini  paylaşıp, saha çalışmalarıyla ilgili bilgiler verdi.

    MİLLETİN UMUDU OLDUK
    Ziyarette, İYİ Parti’nin Gaziantep ile birlikte Türkiye genelinde önemli bir oy oranına ulaşacağını belirten adaylar, “24 Haziran’da Türkiye’de seçmen gelecekte nasıl yönetileceğinin ve nasıl bir yaşama sahip olacağını oylayacak. İYİ Parti olarak milletin umudu haline gelmiş durumdayız. İnşallah bu umudu boşa çıkarmayacağız. Milletin desteği ve teveccühü ile Türkiye’ye yeni bir güneş doğacak” diye konuştular.

    “ŞAHSIM VE PARTİM YIPRATILMAK İSTENİYOR”
    İYİ Parti Gaziantep 1. Sıra milletvekili adayı Gaziantep Üniversitesi eski rektörü Prof. Dr. İmam Hüseyin Filiz, üniversitede görev yaptığı dönemde Ülkücü öğrencilere eziyet ettiği yönünde asılsız bir iddia ile karalama kampanyası yürütülmeye çalışıldığını belirterek, şunları söyledi: “Rektörlük dönemimde öğrencilerimi 'Ülkücü' ya da farklı söylemlerle ayırmadım. Üniversitenin rektörüydüm ve bütün öğrenciler bize emanetti.  Hatalı bir davranış varsa engellemişimdir. Kasti olarak kimseye bir şey yapmam söz konusu değildir. Öyle bir şey hatırlamıyorum ama olmuşsa da böyle olmuştur. Kimseye baskı yaptığım falan söylenemez. Öğrencilerimizin hepsi bizim evladımız. Bu felsefemi de devam ettiririm. Üniversitemiz ülkenin üniversitesi. Rektör de cumhurbaşkanlığının tayin ettiği rektör. Dolayısıyla grupların bir önceliği olamaz. Ayrıca, ülkücü ülkücüye düşmanlık yapmaz. Ülkücü, ülkücünün kardeşidir. Bende hiçbir ülkücüye eziyet ya da baskı yapmadım. Bunların hepsi beni ve partimizi yıpratmaya yönelik hamleler.”

    YÜKSEK ÖĞRETİM TEPE TAKLAK
    Filiz, şuan Türkiye’deki Yüksek Öğretimin kalitesiyle ilgili ise şu değerlendirmeleri yaptı :”Şu anda yüksek öğretim tepe taklak gidiyor. Yüksek öğretimin kalitesi her geçen gün azalıyor. Öğrencilerimizin hepsi yorgun asker. 5 yaşından itibaren sınava giriyorlar ve yarış atı gibi hazırlanıyorlar sınava. Üniversiteye geldiklerinde yorgun asker gibi oluyorlar.”
    NİTELİKLİ EĞİTİM VERECEĞİZ
    Gaziantep’in eğitimdeki başarısızlığını da eleştiren Filiz, seçilmeleri halinde yapacakları çalışmalarla ilgili de şunları söyledi:” Gaziantep yerelinde ve Türkiye genelinde üzerinde çalışılması gereken bir konu. Yapmamız gereken şey nitelikli eğitim vermek. Daha sağlıklı bir eğitim-öğretim hayatı şart. Biz öğrencileri yoruyoruz. Her gelen Milli Eğitim Bakanı bir şey uyguladı. İYİ Parti bunun üzerinde duracak.”

    BAYRAMLAŞMAYA GİDEN DÖNMESİN
    Hüseyin Filiz, Suriye’de yaşanan iç savaş sebebiyle ülkelerinden kaçarak Türkiye’ye gelen Suriyeli göçmenlerle ilgili ise şunları söyledi: “Genel başkanımız sayın Meral Akşener hanımın bu konuda açıklamaları var. Diyor ki, ‘2019 yılında iftarı Suriyeli kardeşlerimizle birlikte Suriye'de açacağız.’ Büyük Ortadoğu Projesi'nin sonucunda milyonlarca Suriyeli perişan oldu. Kendi vatanlarına dönmelerinde fayda var. Kaldı ki bizim vatandaşlarımız da özellikle esnaflar da Suriyelilere verilen önceliklerden rahatsızlar. Bu ülke bir şekilde bu sorunu çözmek zorunda. Bayramda 20 bin Suriyeli Ramazan Bayramı'nda Suriye'ye bayramlaşmaya gidecekmiş. Bayramlaşmaya gidiyorlarsa orada asayiş berkemal demektir. Demek ki bazı şeyler düzelmiş. Öyleyse her şeyin yerli yerince oturması lazım. Bayram için giden orada yaşamını sürdürebilir demektir. Dönmesin memleketlerinde kalsınlar.“
    ÜLKEMİZ SADAKA TOPLUMU HALİNE GETİRİLDİ
    Filiz, saha çalışmaları ve gözlemleriyle ilgili sorumuza ise şu yanıtı verdi: “ Ülkemiz, uygulanan sosyo-politikalarla sadaka ülkesi haline geldi. İnsanlarımızı 'Alan el' pozisyonundan çıkarıp, 'Veren el' pozisyonuna getirmemiz lazım. İncilipınar İş Merkezi'nin önünde bir bayanla karşılaştık. Yanımıza geldi ve temizlik işi bulmamız konusunda bizden yardım istedi. Bir yere gitmesini istedik ama gittiğini ve kendisine kömür, makarna vermeyi teklif ettiklerini söyledi. Kadıncağız 'Ben balık istemiyorum. Bana balık tutmayı öğretin' demiş. Bunun üzerinde şiddetle düşünülmesi gerek. Demek ki bizim insanımız sadaka değil iş istiyor.”